Page 40 - İngiliz Kültür Koleji Ortaokulu e-Dergisi: SİHİRLİ PAPİRÜS
P. 40
İNGİLİZ KÜLTÜR
KOLEJLERİ
ir kasabada Halit, Özgür, yemekler yenilip danslar Aylarca uğraşmışlar fakat kızın
Eylül, Sare ve Ali adında edilmiş. Baloda herkesin keyfi ablasını bulamamışlar. Eylül,
B beş çocuk yaşamaktay- yerindeymiş fakat baloda bek- kızın ablasını bulamadığı için
mış. lenmeyen bir olay gerçekleş- çok üzülmüş.
miş. Dedektiflerin incelemesi
Bir gün Eylül’e bir balo dave- sırasında bütün oklar Eylül’ü- Küçük kıza “Ablan çalışıyor
tiyesi gelmiş. Eylül de baloya muydu?” diye sormuş. O da
gitmiş. Birbirinden lezzetli göstermekteymiş. Haberi alan “Evet,çalışıyordu.” demiş.
arkadaşları Eylül’ü savunmak
için onun yanına gelmişler. Ar- -Nerede peki?
kadaşlarının yardımı sayesinde
Eylül’ün masumiyeti ortaya -Kibrit fabrikasında.
çıkmış. -Ne… Kibrit fabrikası mı?
Aradan tam üç yıl geçmiş ve -Evet, ne oldu ki?
çocuklar büyümüş. Hepsi
büyük birer dedektif olmuş. Ertesi gün Eylül küçük kızla be-
Eylül bir gün sokakta yürür- raber kibrit fabrikasına gitmiş.
ken küçük bir kız ona ”Benim Fabrikaya girmek için ağızlarını
ablam kayboldu, bulmama kontrol ettirmeleri gerekiyor- Gizlice do-
yardım eder misin?” demiş. muş çünkü kibrit fabrikasın- lapları karıştır-
Eylül de “Tabii ki, yardım ede- da bir salgın varmış. İkisi de mış ve bulduğu bir kitabı eline
rim.” demiş. kontrolden geçmiş. Küçük alıp bakmış. İçerisinde yırtık
parçalar bulmuş. O sırada
Küçük kızın evine gitmişler. kız Eylül’e nasıl yapılacağını odaya birkaç kişi girmiş, Eylül
Eylül soruşturmaya başlamış. göstermiş ama Eylül’ün eli sıkı- gizlice konuşmaları dinlemiş.
şınca ortalığı birbirine katmış.
-En son hangi kıyafetini Müdür gelip Eylül’e bağırmış. Kitaba daha dikkatli bakınca
giymişti? Eylül de hırslı gözleriyle müdü- sayfalar arasındaki kızıl saç te-
lini görmüş ve hızlıca aşağıya
-Yeşil elbisesini giymişti. rün gözlerine bakmış, müdü- inip kıza sormuş. “Ablan kızıl
rün gözleri fal taşı gibi açılmış.
Eylül polise de haber vermiş. Müdür arkasına bakmadan saçlı mıydı? Kız “Evet.” diye
Polis onları dinleyerek tutanak gitmiş. cevap vermiş.
tutmuş ve oradan ayrılmış. Bir Eylül’ün duyduğuna göre kızın
süre polisten haber alama- Küçük kız Eylül’ün kulağına ablası saat tam on iki buçukta
yan Eylül “İş başa düştü fısıldamış.“Ablama başka bir konferans salonunda ola-
mecburen biz çözeceğiz.” suç daha atıldı.” cakmış. Eylül “Bütün ipuçları
Eylül,“Neee!” demiş. elimde, geriye sadece birleş-
Küçükkız, bu suçun hır- tirmek kaldı.” Kız “Yaşasın!
sızlık olduğunu, hem de Sonunda ablamı buldum.”
bu fabrikadan olduğunu diyerek sevincini belli etmiş.
söylemiş. Eylül “Hayır, Eylül gülümsemiş.
bu olamaz! Hangi oda-
dan çaldı?” Küçük kız, Saat on iki buçukta konferans
yukarıdaki odadan çal- salonuna gitmiş. Gösteriler bi-
dığını söylemiş. Eylül ter bitmez Eylül kulise giderek
“Oraya gi- orada tek tek baktığı makyaj
deceğim.” masalarının birinde kızıl saç
diyerek taneleriyle dolu bir tarak bul-
kibrit muş. Ardından kızın ablasını
ara- bir ayna karşısında görmüş ve
basına çok şaşırmış. Hemen küçük
binmiş kıza haber vermiş. Küçük kız
ve yu- ve ablası sonunda birbirlerine
karıya kavuşmuş. Eylül ise onları ka-
seri bir vuşturmanın gururuyla evine
şekilde doğru yola çıkmış.
çıkmış. Eylül Pelit 5-C
40